YÜZ YÜZE 100 ÇOCUK OYUNU

Çocuklar, büyümelerine ve öğrenmelerine yardımcı olmak için bilmemiz gereken şeylerin hepsini olmasa da çoğunu bize anlatır. Öğrenmemiz gereken şey, onları takip etmek, gitmek istedikleri yere kadar izlemek ve oraya vardıklarında sessizce gözlemlemektir. Peki, bu gözlem sonucunda ne buluruz? Çoğu zaman onların oyun oynadıklarını görürüz. Çocukların oyunları; onların kim oldukları, nasıl hissettikleri, ne yapabilecekleri ve kim olmak istedikleri hakkında çok şey anlatır. Çocukların oyun oynamadığını görürsek bir şeylerin ters gittiğini anlarız ve bu durumda harekete geçmemiz gerekir. Eğitimci olarak bizim rolümüz, çocukların ihtiyaçlarını karşılamak ve oyun oynama hakkı da dâhil olmak üzere haklarına saygı göstermektir. Öğrenmeye neden oyunları dahil ettiğimizi merak ediyor olabilirsiniz. Gerçekten iyi bir fikir mi? Oyunun genellikle çocukların sınıf dışında sadece eğlenmek için yapması gereken bir şey olduğunu, zamanın verimli bir kullanımı olmadığını ve bunun yerine çocukların ‘doğru’ öğrenmeler yapması gerektiğini düşünürüz. Yoğun yaşamlarımızda oyunun kültürel ve sosyal değerini de unutmak kolay olabilir. Oyun yoluyla çocuklar, dil öğrenimi de dahil olmak üzere, geleceklerinde başarılı olmalarına yardımcı olacak düşünme becerilerini ve yeteneklerini geliştirirler. Eğlence ve meydan okumanın dengesini kurmada, oyunların sihirli araçlar olduğu unutulmamalıdır. Çocuklar dünyayı ve kendilerini oyun yoluyla öğrenirler. İş, çalışma hayatı ve toplumsal ilişkiler için ihtiyaç duyulan öz güven gibi yeterlilikler erken yaşlardan itibaren oyun oynama yoluyla edinilmektedir. Diğer taraftan günümüzde birçok faydası bulunan teknolojinin, fazla ve bilinçsiz kullanımının sonuçları hepimiz tarafından bilinmektedir. Özellikle ileri teknoloji ürünü akıllı telefon ve tablet bilgisayarların yoğun kullanılması nedeniyle; gelecek nesillerin, uzağı görememe olarak tanımlanan miyop tehlikesi, çocukluk çağı obezite riski ve uyku problemleri günden güne artmaktadır. Bu çerçevede çocukların ve gençlerin bilişsel, fiziksel, sosyal ve duygusal iyi olma durumunu ve sosyal yönlerini geliştirecek; doğal ortamda ve okulda arkadaşlarıyla uyum içerisinde oynayarak vakitlerini daha iyi değerlendirebilmelerine imkân sağlayacak oyunların yer aldığı bu kitap Temel Eğitim Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanmıştır. Uygulama kılavuzunun amacı, çocuklar için yüz yüze oyunların önemi ve eğitimdeki farklı işlevlerine yönelik farkındalık oluşturarak çocukları sınıf ortamı dışında geleneksel oyunlarımızla buluşturmaktır. Kitabın ilk bölümünde çalışmanın amacı, kapsamı, dayanakları; ikinci bölümde yüzyüze 100 çocuk oyununun il, ilçe ve okullarımızdan beklenen uygulama esasları, üçüncü bölümde geniş bir coğrafyaya sahip ülkemizde yüzyıllardır oynanan, her ilimizden veri toplayarak titizlikle oluşturduğumuz 100 geleneksel oyunun anlatımı, son bölümde ise sonuç ve değerlendirme bulunmaktadır. Değerlerimizi gelecek nesillere aktararak kültürümüzü yaşatmanın önemli bir parçası olan geleneksel oyunlarımızı küçükten büyüğe her yaştan bireyin öğrenmesi ve yaşamlarına dâhil edebilmesi amacıyla büyük bir emekle hazırlanan kitabımızın eğitime gönül vermiş tüm eğitimcilerimize yol göstereceğine inancımız tamdır. Millî Eğitim Bakanımız Prof. Dr. Sayın Yusuf TEKİN’in belirttiği üzere “Cumhuriyet’in 100. yılı Eğitimin Yüzyılı olacak.” hedefiyle geleneksel oyunlarımızın ve kültürümüzün okullarımızda canlandırılması sürecinde desteklerini esirgemeyen ve çalışmada emeği geçenlere sonsuz teşekkürlerimi sunarım. Uygulama kılavuzumuzun okullarımıza sağladığı katkıları görmek, tüm eğitimcilerimize ve dolayısıyla çocuklarımıza faydalı olması dileğiyle…

Prof. Dr. Zarife SEÇER Temel Eğitim Genel Müdürü

Kılavuz İçin tıklayınız



Yazdır

Paylaş Facebook  Paylaş twitter  Paylaş google  Paylaş linkedin



  Beğen | 1  kişi beğendi